İclal Aydın, Salkım Sokak No: 3 romanıyla okurlarını nostaljik hislerle dolu yolculuğa çıkartıyor
İclal Aydın’ın okurla buluşan yeni romanı Salkım Sokak No: 3, çocukluktan yetişkinliğe uzanan bir büyüme hikâyesi. 1990’larda İzmir’de çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı bir mahalledeki neşeli, güvenli, dayanışmalı komşuluklar, çocukların dostluğu, hayatı birlikte öğrenmeleri, özlenen geçmiş güzel günlerin muhasebesi, kitabın ana hatlarını oluşturuyor.
Bir vatandan ayrılmanın zorluğu, yeni bir toprağı vatan yaparken verilen emekler, paylaşılan gelenekler, dertler, sevinçler bir sokağı, içinde yaşayanların evi yapmıştı. Çocukların büyürken başarıyı, yenilgiyi, aşkı, ayrılığı, eksilmeyi düşe kalka öğrendikleri o sokakta sayısız hikâye yazıldı.
Salkım Sokak No: 3, ne zaman bittiğini anlamadığımız kendi çocukluğumuza dönmek gibi bir okuma yolculuğu. İclal Aydın’ın başarısı kanıtlanan romancılığını bir adım daha ileri taşıyan roman, zengin kurgusunun altındaki yalın diliyle okurun hem duygulanmasını hem de sevinçli bir özlemle dolmasını sağlayacak.
TV uyarlamasıyla izleyenleri büyülü dünyasına alan Üç Kız Kardeş’ten sonra Salkım Sokak No: 3 de farklı hikâyesine rağmen aynı sinematografik başarıyla okurun gözünde canlanacak bir mahalle ve çocukluk hikâyesi olarak raflarda yerini alıyor.
Sayfa: 336
“HER ŞEYE GÜLDÜĞÜMÜZ MUTLU YILLARDI”
“Her şeye güldüğümüz mutlu yıllardı. Biz çocuktuk, anne babalarımız da gençti. Başkaları yaşlanır, başkaları eksilir sanırdık. Biz değil, başkaları… Salkım Sokak ve “bizimkiler” dokunsam canlanacak bir fotoğraf gibi…
Kalabalık göçmen ailelerin iç içe yaşadığı, küçücük evlere dünyanın en bereketli sofralarının sığdığı; tertemiz, umutlu, erkenci insanların birbiriyle derdini ve ekmeğini paylaştığı, İzmir’de gizlenmiş bir harikalar dünyasıydı sanki o sokak. Solmayan renkleri, çiçekleri, coşkusu, bulaşıcı neşesi, Boşnak halayları, İzmir zeybekleri, Rumeli türküleri, şenlikli kutlamaları ile geldikleri yeri yuvaya dönüştüren insanların inancıyla kurulan bu dünya büyüttü bizi. “
EKSİK YAPBOZUN PARÇALARI
“Eksik yapbozumun tüm parçalarını saklayan, yetişkinliğimize liman olan bu sokağın hikâyesine gidenler, kalanlar, yaşananlar, hatıralar da dâhildi ve hepsi anlatılmalıydı… Çünkü ben bir mahalle çocuğuyum, bilek-yürek gücüne ve kahramanların “geçmiş” değil “geniş” zamanlarda yaşadığına inanırım.”